Soma Faciası ve Deprem Üzerine Bir Değerlendirme
Soma da yaÅŸadığımız büyük üzüntünün acıları henüz cok taze. YaÅŸanan olay ile ortaya çıkan trajediler toplumumuzu derinden etkiledi. Hele bir kaç hikaye varki insanlarimizda hiçbir zaman unutmayacaklari bir hafıza yaratilmasina neden oldu. Birincisi, “çizmeleri mi cikarayayim mi sedye kirlenmesin” diyen üzeri kirli içi pırıl pırıl vatandasimiz hikayesi. Ki biz bu temiz insanimiza sedyeden daha kıymetli olduÄŸunu öğretememisiz. O ruh hali ile bile sedyeyi düşündürmuÅŸuz. Ikincisi, ölümden dönmüş yeryüzüne yeni çıkmış vatandaşımızına sorulan “bir daha madene girmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna verdiÄŸi cevap. Gitmeyip de ne yapayım, Kredi borcum var çocuk okutuyorum, BaÅŸka yapacak birÅŸeyim yok demesi. Çaresizlik, çaresiz bırakılmışlik. Sermayenin emek üzerindeki baskısı. Bir baÅŸka deyiÅŸle; yerin üstüne gökdelenler yaptırmak için yerin altına üç kuruÅŸ için gönderilenlerin hikayesi. Bu facia ile denetimlerin nasıl yapıldığını, sermayenin kamu üzerindeki etkisini, iÅŸverenin işçi üzerindeki baskısını ve daha birçok detayı yakından gördük. Sorumlu kamu çalışanı veya ÅŸirket yöneticisi de bu güne kadar hiç görmedik. InÅŸallah bundan sonra görürüz. Ama iddia ediyorum biz bu faciadan ders almayacağız. Daha öncekilerden almadigimiz gibi. Dün yaÅŸanan depremde bunu tekrar görmüş olduk. Neden mi? 99 da yaÅŸadığımız ve yaklaşık 25 bin insanimizi kaybettigimiz marmara depreminden bu yana bilim adamlarimizin bas bas “bu ülke deprem ülkesidir. Istanbul da 7’nin üzerinde olacak bir depremin yıkıcı etkisiyle yaklaşık 1 milyon insanimiz ölebilir” demelerine raÄŸmen dün gördük ki ne bireysel olarak, ne toplumsal olarak ne de kamusal olarak depreme hazır deÄŸilmisiz. Yıkıcı etkisi olmayan, yerleÅŸim yerinden uzak ve ülkemiz için büyük sayılmayacak bir deprem de bile gördük ki insanlarimiz kaos icerisinde. Ne yapacaklarini bilmez bir durumdalar.
Sonuç:
Önlem almamız, eğitim vermemiz, denetim mekanizmasıni daha işlevsel çalıştırmamiz ve birçok detayı tekrar değerlendirmemiz gerekiyor. Aksi taktirde çok daha büyük, daha üzücü, etkileri cok daha derin bir felaket bizi bekliyor.